Çehov’un Taşralı Öyküsü

Edebiyat

Çehov’un Taşralı Öyküsü

Denizin Köpüren Dalgaları Gibi

Birbiri Ardına Gelen Sevinçler ve Kederler

Hayatın ta Kendisiydi

 

Eylül Özsoy

 

“Hikâye ile alakalı olmayan her şeyi kaldırın. Eğer ilk bölümde ‘duvarda bir tüfek asılı’ diyorsanız ikinci veya üçüncü bölümde o silah patlamalıdır. Eğer ateşlenmeyecekse, o silah orada asılı olmamalıdır.”

Anton Çehov

Çehov'un Taşralıadlı eseri,sanki okuru öykünün yüreğine davet eder gibi kurgulanmış. BaşkarakterMisail zengin, aynı zamanda soylu bir ailenin oğlu olarak ağzında gümüş kaşıkla dünyaya gelir.Kız kardeşine içten bir sevgi ile bağlıdır. Tek ebeveyni olan babası ona hiç anlayış göstermez.Kendine özgü düşünsel bir âleme sahip oluşu, sorgulayıcı karakteriMisail’i herkesten ayıran özelliğidir.

Çevresinde, zengin ama dürüst olmayan insanları, onların yaşadığı sefahat hayatını ve acımasız koşullarda yaşam mücadelesi veren emekçileri gördükçe kafasında bir gelecek fikri geliştirir. Kendisi deo emekçilerden biri olmayı aklına koyar. Başından geçen tüm olaylar onu bufikrine inanç düzeyinde yakınlaştırır.

Henüz genç bir adamkensahip olduğu her türlü imkânı ve sıfatı bırakarak kol gücüyle çalışacağı bir iş arayışına girer. Tüm yakınları onu yolundan çevirmek için ellerinden geleni yapsa da Misail kararındandönmez. Evinden kopup yeni hayatının ardından gidişi,öyküde okuyucunun gözleri önünde başarıylacanlandırılmış.

Boyacılıktan önceki büro işi sırasında sevdiği ilkokul arkadaşıyla karşılaşmak Misail’in moraliüzerinde olumlu etkiler yaratır. Onu mutlu eden bir başka kişi de şehrin değişik yerlerine inşaatlar yapan mühendisin kızı Maria’dır. Maria ile tanıştığı köy Dubeçniya’dır.O köy yetişkinliğine ait tozpembe anılara sahne olur. Sevdiği kızla bu huzurlu kırlarda evlenir. İki gencin evliliği,Misailile babasının davul gibi gergin ilişkisine bile iyi gelir.

Misail, bir buket kır çiçeği gibi hayranlıklaizlediği karısı Maria’nın bir dediğini iki etmez. Gel zaman git zaman Misail’in“emekçi gibi yaşama”dünya görüşü karısı Maria’ya ters gelmeye başlar. Her ikisi de birer bağımsız karakter olan karı, kocanın saadetine zaman içinde gölge düşer. Gün gelir Maria’dan, babasıyla birlikte Amerika’ya gideceğini yazdığı bir mektup alır Misail. Karısı Maria’nın titreyen ancak kararlı ayrılık satırlarıile kırılgan aşkları son bulur.

Zaten erimekte olan aşkları bu mektupla teslim bayrağını çeker. Babasının hiçbir şekilde desteğini alamayanMisail kendine yeni bir ev bulmak zorunda kalır. Tası tarağı toplar ve dadısına sığınır. Kızkardeşinin ise yakası hastalıktan ve baba baskısından bir türlü kurtulamamaktadır. Sonunda o da çareyi kardeşi Misail’in yanına kaçmakta bulur. Bir müddet sonra durumu ağırlaşan kız kardeş Kleopatra hayatını kaybeder. Misail’in iş arkadaşı boyacıların saygıdeğer ustası Turp da yaşlanıp sonsuzlukla kucaklaşmıştır.

Artık hayatının başka bir evresindedir kahramanımız. Misailevlilik dışı doğan yeğenine babalık yapar. İşinde güvenilir bir ustadır. Evvelce onunla alay edenlerin dahi hayranlığını kazanmıştır. Onun yaşam öyküsü, inandığı doğrulardan taviz vermemenin öyküsüdür. Yanıp kül olunsa da yeniden doğmanın, yeniden hayata tutunmanın mümkün oluşunu deneyimler Misail. Okurlar olarak biz de hayranlıkla onu gerçek bir kahraman ilan ediveririz.

Ne denli insan tanırsam tanıyayım,benim her biri için değişmez bir betimlemem olmuştur: insanlar pek çok duygu, düşünce parçacıklarından oluşan özgün birer mozaik olsa gerektir. Okurken dostlarım haline geliveren Taşralı karakterlerininher biri eşsiz birermozaiktibana göre.

Kız kardeş Kleopatra, Doktor Blagovo, mühendis,onun kızı Maria ve tüm roman kişileri bambaşka karakterlere sahipti. Günlük yaşamları sürekli iniş, çıkışlarla dolu idi. Çehovbu rengârenk yaşamlardan hareketlemuazzam bir resim ortaya çıkarmayı başarmıştı.

Öykü akarken bir yandan heyecan, öte yandan merak ve umutladoldum.Hep derin düşüncelere daldım.Kendini dinletmenin ustasıolmuş Çehov’un düşünceleri içerisinde bir yolculuğa çıkmıştım çoktan. Taşralı’da denizin köpüren dalgaları gibi birbiri ardına gelen sevinçler ve kederler hayatın ta kendisiydi.

MisailPoloznev benim gözümde, kişiliğini kurmakta olan gençler için bir model arayışıydı. Onun insancıl tarafı hiçbir zorluğun etkisi altında kaybolmamıştı. Doğru olmayı ve hep aynı yolda yürümeyi nihai amaç benimsemişti. En hoşuma giden tarafı, baş etmeye mecbur kaldığı zorlukların onu değiştirememesi idi.

Sonuca gelindiğinde, her şeyini kaybetse de en değer verdikleri hâlâ onun yanındaydı. İnsanlar ona hayranlıkla bakmaktaydı. Kumsaldaki kum taneleri misali birikmiş zorluklara sevgi dolu yüreğinden aldığı güçle göğüs germekteydi.

Taşralıöyküsü bir genç adamın alnındaki çizgilere, kalbindeki sıyrıklara büyüteç tutmakta. Düşmekten korkmadan yola devam etmenin kanlı canlı bir kılavuzudur romanımızın kahramanı. Ana karakter doğruluğun çizgisinden hiç şaşmamakta.Bu özellik Çehov’un bilgi ve ahlakından güç alıyor olsa gerek. Kahramanımız Misail ile Doktor Blagovo tartışırlarken etik ve ahlak kavramlarına bizi iyice yakınlaştırır usta öykücümüz. Onlar kendi tezlerini birbirlerine karşıardı ardına savunurken ben de bir okuyucu olarak kendimi maç esnasında kafası bir oraya bir buraya gidip gelen seyircilerebenzetmekteydim.

Öykü ve tiyatro oyunları geniş kitlelere ulaşmış olan Rus yazar Anton Çehov her bilinçli bireyin fikri dünyasını süslemeye değer bir ustadır, sanımca. Onun eserlerinin cazibesi her yaşın ilgisini çekebilecek içeriklerden geliyor. Bilge kaplumbağa Çehov düşüncelerini anlatmak için türlü yollar bulmuş.

Öykülerinde karakterler oluşturup her birine özgünnitelikler bahşetmiş. Karakterlerin özellikleri kaderlerini belirlemiş. Onların hareket ve tutumları öykünün seyrine yön vermiş.Ana karakterin başından geçen her psikolojik dalgalanma okura birebir yansımakta. Kahramanın mücadelesini içimizde hissederken, duyguları kadar, karşılaştığı tepkiler de aklımızda yer etmekte.

Bana öyle geliyor ki, okuduğumuz kitaplar yüreğimizin bir köşeciğindeyer bulup bizimle beraber yaşam kuruyorlar. Beğendiğim kitapların karakter ve yazarlarınınhep benimle birlikte, yaşamımda olduklarını düşünmüşümdür.

Psikolojik direnme gücümü kitaplardan aldığım sayısız örnek hep gözlerimin önündedir. İncelemesini yaptığım Taşralıöyküsüyüreğinizdekigelgitleretercüman olabilmişse ne mutlu yazarımız Çehov’a...

 

Foto Galeri

Yorum

Cevdet (doğrulanmamış) Pa, 30 Haziran 2024 - 23:49

Keşke daha fazla roman okuyabilsek.
Eylül Özsoy'a bunu bize hatırlattığı için ve roman ile ilgili verdiği bilgilere çok teşekkür ederiz.

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.