
Adalet Tanrıçası Themis
Themis kelimesinin anlamıyla başlamak isterim. Themis. Koymak, yerleştirmek, sağlamlaştırmak, saptamak anlamına gelen tithemi kökünden türemiştir. Adil ve adalet gibi anlamları taşımaktadır. Grekçede themis kelimesi yapılan veya yapılagelen gelenek-örf anlamında da kullanılmıştır.
Gelenek örf deyince insanlar arasındaki kuralları belirliyor demek yerinde olacaktır.Themis tanrılar dünyasında da insanlar dünyasında da değişmez evrensel ve ölümsüz doğa yasasıdır. Tabiat gibi tarafsız ve kayıtsızdır. Yüce ahlakın sesidir. Tabiat gibi güç, düzen ve yasa onun şahsında saklı ve yeganedir.
Birazcık soyundan ve ailesinden bahsedelim o zaman. Uranüs ve Gaia’nın kızı olup ikinci tanrı kuşağından bir titandır. Olymposta yaşar, Zeus’un yanı başında oturur ve Zeus’un vereceği bütün kararlarda ona hikmet ve adalet tavsiye eder. Tanrılara ve insanlara verdiği öğütlerle yönderlik yapardı. Aslında Themis’in hem Zeus’a hem de insanlara tavsiyelerde bulunması, birine yaratım gücünün nasıl kullanabileceğini diğerineyse kaderine nasıl boyun eğeceğini göstermesi onun tek işlevinin iki ayrı görevi olduğunu gösterir.
Tanrıları Zeus’la birlikte toplantıya çağırır ve başkanlık eder ve toplantıyı kendisi bitirirdi.Başkanlık etmesiyle tanrılar toplantısına Agoranın ruhudur. Bütün toplumu arada tutan yegane kuvvettir.Sosyal düzenin kurucusu ve koruyucusudur.Themis kanunu, kuralı ve düzeni kuran anayasal ilkedir. Ayrıca kahindir ve kehanet gücünü elinde bulundurur. Zeus’la evlidir ama diğer kadınlar gibi kandırılıp baştan çıkarılmamış, tecavüze uğrayıp hamile bırakılmamış yani ataerkil düzene boyun eğmemiştir.Ama iki kez doğum yaparak Zeus’tan 6 tane kız çocuğu olmuştur.
Horalar ve Moiralar çıkıyor burada karşımıza …Önce Horalar ve Moiralar’dan bahsedelim…..
Yer ve gök arasındaki tüm hikayenin bilgisini taşıyan tanrıçanın adil düzende kurduğu dengeHoralartarafındandizayn edilir. Horalar dediğimiz Dike, Eunomia ve Eirine’dir. Dike hukukun temeli olan adaletiyle yeryüzündeki temsilcisidir. Düzeni Eunomia, barışı Eirene simgelemektedir. Themis anne olarak en yüksek toplumsal olgu ve odaktır. Her bir tanrının temelini oluşturur.
Doğada mevsimlerin, yılların ve sanatların düzenini sağlayan bir tanrıça üçlüsü yani Horalar ile canlı varlıkların arasında hayatla ölüm dengesini kurup kader iplerini ellerinde tutan ikinci bir tanrıça üçlüsü olan Moiraları doğuran Themis yaşamlar arası köprü olmasıyla kendisinden bahsettirir.Moiralar kader tanrıçaları horalar ise mevsim ve doğa tanrıçalarıdır. Moira pay ya da pay veren anlamına gelir.
Başlangıçta her insanın moirası varmış dersek yanlış ifade etmiş olmayız.Evetve bu onun bu dünyadaki payı, nasibi anlamına gelirdi. Fakat soyutlama giderek tanrısal bir varlık haline geldi. Bu tanrıçalar ölümlülerin alın yazgılarını kararlaştırdıkları gibi gök kürenin hareketine ve dünyanın düzenine göz kulak olurlar. Platon Devlet eserinin son bölümünde yeniden yeryüzüne çıkacak olan ruhların Moiralara başvurduğunu ifade eder.
Horalar ise doğa düzenini simgelerler. Homeros bu tanrısal kızları “Gök’ün Kapıcıları” diye nitelendirir. Hora sözcük olarak; yıl, sat, gün, yaşama değişikliği, iklim gibi anlamlara gelir ve ölçüyü, ölçmeyi bir düzen içerisinde belirlenmedir. Yunanca ve Latince de hem mevsim hem saat anlamına gelmektedir. İyi yasalarla kurulmuş toplum düzenini, insanlara mutluluk ve bereketle barışı getiren, hak ve adaletin temsilcileridir. Toplumun can damarı, denge ve sürekliliğin başlıca etkenleridir.
Peki nasıl olduklarından bahsedelim yani yakından tanıyalım biraz da. Horalar saçları örgülü, etekleri topuklarına kadar inen uzun entarili, başları taçlı kızlardır. Ellerinde buğday başağı, üzüm salkımı ya da çiçek tutarlar.Themis tanrısal yasaysa onun karşıtı insansal yasa ise nomostur (kanun) ve çocuklarından Dike ile temsil edilir. İnsansal yasayı gerçekleştiren diğer tanrıçaysa intikam tanrıçası Nemesistir. Ayrıca Themis kızsa da ceza vermez ceza verme işi Nemesistedir. Kimi efsanelerde Themis’in Zeus’un ebeliğini yaptığından ya da Zeus’a dünyayı yaratmasında yardımcı olduğundan bahsedilir. Themis dişil olduğu için düzeni ve zekayı simgeleyen yönleriyle toplumun anaerkil özelliklerini gösterir. O değişen ve bilinemez geleceği değil, önceden yasalarla sabitlenmiş ve belirlenmiş bir ezeliyet ve ebediyeti okur, kişiye geleceğine uyum sağlayabilmesi için önerilerde bulunur kahinliği ile. Canlı varlıklar arasında yaşam-ölüm-dengesini koruyan doğa ananın ta kendisidir. Genelde dünyadaki toplumlar en adaletli zamanları ekinoks günlerini kabul ederler gece ve gündüz eşit olduğu için..
Başka mitolojilerde karşılığına göz atacak olursak eğer;Türk mitolojisinde adalet tanrısı ya da tanrıçası yoktur ama en adaletli gün olarak Nevruzu kabul ederler.Sümerlerde Utu olarak eril , MısırlılardaMaat tanrıçası, Hititlerde Şamaş eril, Roma mitolojisinde Justitia olmuştur.
Peki elinde neden terazi, kitap ve ayağında yılan var; dahası neden gözleri bağlı dediğinizi duyar gibiyim. Aslında geçmişte böyle bir temsil yok.Tüm bunlar Ortaçağ ressamları tarafından eklenmiş. Takdir edersiniz ki adaletsizliğin en yüksek olduğu zamanlardı; sanatçılar da kendilerini ifade etmenin yolunu böyle bulmuşlar... Ama her parçanın bir anlamı var.
Öncelikle bir kadın kahraman olması saflığı, bağımsızlığı ve korkusuzluğu temsil ediyor.
Gözlerinin bağlı olması tarafsızlık demek. Yani kararı kişiye göre değil adaletle almak gerektiğini hatırlatıyor.Terazi adaletli yargılama ve hakların eşit dağılımı anlamına geliyor.
Kitap tahmin edeceğiniz gibi kanunlara uygun davranmak demek.
Kılıç, adaletin olmadığı yerde gerekirse bunu zorla sağlamayı simgeliyor.Ayağındaki yılan ise toplumdaki kötülükleri yansıtıyor ama adaletle tüm kötülüklerin ayaklar altına alınacağının da güvencesini veriyor.
Bütün bunlardan anlaşılan insanlık var olduğundan bu yana hep bir anlam arayışında olduğundan yerleşik yaşamla, toprak edinme, toplumsal olaylar ve birey toplum, tanrı-birey-toplum ilişkileri insanların düzen arayışına sokmuş ve insanlarda doğadan ve yaratıcılardan tanrı ve tanrıçalar olmak üzere bu sistemsizliği ve kaosu düzene sokmalarını isteyip adaletle yaşamaları için hep arayışta olmuşlar ve olmaya da devam ediyorlar. Telafisi mümkün olmayan bir arafın içinde kaybolarak.Themis diğer tanrı ve tanrıçalar gibi efsanelerde olayların direkt içerisinde bulamayız çünkü o her şeyde her yer de muhakkak içindedir. Yaşamın aynasıdır varlığı düzensiz varlığı düzene katmaya çalıştığı ben buradayım diye hayatı dizayn etmeye çalışan her sokakta, evde ve toplumda şiddete maruz kalıp yok edilmeye ötekileştirilmeye çalıştırılan kadınlar, kızlar, kimsesizler ve ötekileştirenlerle her daim yaşamaya devam edecek.
Yeni yorum ekle