Şairler Unutulmamalı!

Edebiyat

 

Şairler Unutulmamalı!

 

Kemalettin Kamu (1901-1948) şair, yazar ve siyasetcidir. Şiirleriyle yakından ilgilenmemi sağlayan yazar A. Ali Ural‘ın“Şairin Şairleri”adlı kitapta kaleme aldığı yazısı olmuştur.Yaşamı boyunca şiirleri ve şair kimliği siyaset kariyerinin gerisinde kalmış olsa da şiirlerinin gün yüzüne daha fazla çıkmayı hakettiğini düşündüğümden, biraz daha yakından bakmaya çalıştım şairimize.

Bir gazeteci diliyle şöyle özetlersek: Kemalettin Kamu, ilk ve ortaöğrenimini Gümüşhane'de tamamladıktan sonar İstanbul'a giderek (Siyasal Bilgiler Okulu) eğitimine devam etti. Bu dönemde edebiyata olan ilgisi belirginleşti ve ilk şiirlerini yayınlamaya başladı. Kariyerine öğretmen olarak başladı ve daha sonar siyasete girerek Türk Parlamentosu üyesi olarak görev yaptı.Edebi eserleri, duygusal yoğunluğu ve lirik üslubuyla karakterizee dilir ve onu Türk edebiyat tarihinde önemli bir figure haline getirmiştir.

Bilinen şiirlerinden bazıları "Bingöl Çobanları" ve "Gurbet"tir. Kemalettin Kamu'nun şiirleri genellikle vatanseverlik ve sosyal konularla ilgili temalara yöneliktir. Şiirleri ve yazıları 20.yüzyılın başlarında Türkiye'nin edebi manzarasını şekillendirmede etkili olmuştur. Kemalettin Kamu, sade dili ve güçlü, duygusal anlatımıyla hâlâ okunmakta ve sevilmekte midir bunu bilmesem de şairimizi biraz olsun anlatmak ve hatırlatmak Türk şiirinin boynunun borcudur diye düşünenlerdenim. Kimsesiz bir gece şairimiydi, hep bir şefkate mi ihtiyacı vardı, yalnızlığın o soğuk iklimiyle mi yazıyordu? Evet, bence o içinde taşıdığı, hiç dinmeyen o ıstırap ve efkar sesiyle yazıyordu, çünkü öyle yaşıyordu.

Cumhuriyet şairlerindendi, bu yüzdendi belki de gurbet yolculukları.İstanbul’u, evini, evinin penceresini bile özleyen bir hasret taşıyordu içinde. “Gurbet” adlı şiiri İstanbul işgal edildiğinde yazmıştı bu kez gurbete düştüğünden değil. Ben bu şiirini şarkı olarak anımsar, her dinlediğimde hüzünlenir ve bilmezdim şiirin Kemalettin Kamu’ya ait olduğunu.

Gurbet o kadaracı/ Ki ne varsa içimde, / Hepsi bana yabancı, / Hepsi başka biçimde!” Şair yollara düşmeye görsün, gurbet evinde tutsaktır artık! “Eriyorum gitgide, / Elveda her ümide, / Gurbet benliğimi de, / Bitirmiş bir içimde!” dese de şair yolculuğu bir türlü bitmek bilmiyordu. Hep yoldaydı ve kimsesiz.Ve İzmir de işgal edilince Kemalettin Kamu şiirlerinin ucunu sivriltmiş, yok edilmeye calışılan bir milletin, milli mücadele yıllarının direniş sesi olmuştu. Vatanseverlik, yurt sever olmak başka birşeydi. Tıpkı Atatürk’ün sevdiği şairlerden Tevfik Fikret gibi.Mehmet Akif Ersoy, NazımHikmet, Dağlarca gibi…

Kemalettin Kamu yalnızlığın sadık arkadaşı, Paris’te yaşadığı yıllarda bile memleketini özleyen, gözleri uyku tutmayan yorgun bir çiçeğin solgunluğu, Cumhuriyet okulunda sınıfta kalmayan, Türkçe kanayan bir tek başınalığın çığlığı! Düşünsenize 47 yaşında bir otel odasında ölen ve unutulan bir şairden söz ediyoruz. Olsun. Ben unutmadım ki, hem bana bu şairimizi hatırlatanA.Ali Ural şairimize teşekkür ederim buradan.

Gözlerimde parıltısı bakır bir tasın, / Kulaklarım komşuların ayak sesinde, / Varsın gene bir yudum su veren olmasın, / Baş ucumda biri bana “su yok” desin de!”

 

Eser Ceran Erdi

 

 

 

 

 

 

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.