Ayın Sanatçısı: Nihat Kahraman

Sanat

 

NİHAT KAHRAMAN

 

Augusto Rodin“Sanat dünyayı anlamak ve anlatmak isteyen bir düşünce çabasıdır.” der

 

Yunus Emrede “ne yokluğa yerinirem, ne varlığa sevinirem” diyerek hayatı anlamak ve anlatmak ister. Yunus için,hayat içinde sırlarıyla var oluşun adıdır.

 

İlim ilim bilmektir,

İlim kendin bilmektir,

Sen kendini bilmezsen

Nice okumaktır.

 

Sanatçımızıneserlerinin  hepsinde, hayatıderinlemesine sorgulanışına şahit oluruz.Sanatlarıyla hayatı sorgularken, gerçekte sorguladığı kendisidir.

 

Bir sanat eseri, insanın sahip olduğu tüm duyguları bünyesinde barındırır ve bir anlatıyı ifade eder.     

İster gerçek,ister kurgusal olsun, insan veya herhangi bir nesne, var olabilmek içinmekâna ihtiyaç duyar. İnsanlık değerlerinin oluşması ve bunların farkına varılmasıyla, mekân insan zihninde bir anlam kazanmaya başlar. Mekânın varlığı ile insanın yaşamı arasındaki paralellik değişik biçimlerde resme yansır. Mekân kimi yerde resmin sesli bir tanığı; kimi yerde de resmin fiziksel, ruhsal sınırlarını ortaya koyan bir aktör konumunda önem kazanır. İnsan ise duyular yoluyla mekânı algılar. Sanat eserinde sanatçı önemli bir faktördür.  Çünkü kendi dünyasının kurgusal düzenini gösteren bir dil yaratan kişidir. Kurguladığı eseri yarattığı mekân üzerinden gösterme imkânı bulur. Nihat Kahraman’da olduğu gibi.  Varla yok onun resimsel dilidir.

 

Sanatçımız, kendinde duyduğu duyguyu, kendinde canlandırdıktan sonra aynı duyguyu başkalarının da duyabilmesi için, hareket, çizgi, renk, ritim aracılığı ile resmeder, eser olarak ortaya koyar.   

 

 

Nihat Kahraman eserlerine varla yok arasında diyerek, modern kent hayatının insanın iç dünyasında oluşturduğu boşluk ve yalnızlık duygusunu vermeye çalışır.  Şehir insanı yalnızlığa odaklanıyor, gündüzleri işlek caddelere, sokaklara, arabalara, trafiğe, durmadan düzeltilip onarılmaya çalışılan kaldırımlara, fabrika bacalarına, karmaşaya, insan yığınlarına, boğucu iç içelik içinde ki binalara, gökdelenlere, durmadan bir ileri bir geri koşuşturan, yelkovanı kovalayan figürlere dönüşen şehir insanının gece olunca yalnızlığa,çekilmesiniresmeder. Koşturmaca içine yaşadı mı yaşamadı mı?Bu fikride yaptığı resmin üzerine attığı renkle tamamlar. Bu renk resmin bazı yerlerini gösterirken bazı bölümlerini kapatarak varla yoku izleyene anlatır. İnsanın içini acıtırcasına kendini sorgulatırcasına…

Her resminde gerçek, hayal, anlatım vardır. Anlatım; gerçekle, hayalin üstündedir. İçinde ne var ne yoku barındırır insana sanatı ve kendini, hayatı sorgulatır. 

 

Nihat Kahraman insanların yüzlerini kimlikten uzaklaştırarak, kimliksiz hale koyarak izleyeni var olan figürlerle kişinin bütünleşmesini o yere, o alana kendini koymasını sağlar.

 

Her resmi, bizlerekimliksizlik, yalnızlık, boşluk, kimsesizlik duygularını anlatır. Sanatçı bu anlatım yolunu seçerek, ben dışa vurumcuyum. Ekspresyonisttim, der.

Resimlerine baktığımızda perspektifin, doğa atmosferinin, varla yok arasında olduğunu görüp, araştırmaya gireriz. Bu resimde Perspektif var mı? Mekân var mı? Diye sorarız. Mekân içindeki figürler biçim perspektifine uyuyor mu? Hangi işi yapıyorlar belli mi? Resmin içinde olaylar var mı? Diye sorduğumuzda cevap varla yok oluyor.

 

Nihat Kahraman kurguladığı kompozisyonu biçim, renk, malzeme, doku ve ışığı kullanarak mekandaki görsel algıyı yaratmıştır.   Kullandığı renkler dağınık bir şekilde yan yana ve iç içe geçerek resme anlam katmaktadır. Konular belirsiz, varla yok arasındadır. Bazen önde anlatılmak istenen resmin arka taraflarında farklılaşarak, başka bir anlatıma girer. Önle arka taraf arasında bağlantı var mı sorusunun cevabı da varda olabilir veya olmayabilir dedirtir.  Resmin, hayatın varla yok arasındaki durumunu bu kadar yakından görüp hissetmek, derin derin düşünmeye, düşünmeyi düşünmeye de götürür.

Nihat Kahramanın resimleriyle hayatı, sanatı, sanatın içinde ki resim tarzlarınıda araştırıp sorgularız. Bu sorgulamalar da var la yoku da sorgulatır. Nedir sorusunu sordurur.

 

Sanatçının resimlerinde yüzler yoktur. Amaçladığı şey de izleyenin resimdeki figürlerin yüzlerini kendi yüzleriyle tamamlamalarıdır. Görünenin arkasında, görünmeyen bir güç vardır. O gücü bulmak izleyiciye düşer. O da yaşamın ve hayatın gücüdür.

Nihat Kahraman resimlerinde renkler patlayarak diğer renklerin üzerine girerek kendine yer bulur. Bazı resimler de boşluklar içindeki renkler şarkı söyler senfonik bir müzik meydana getirirler. Çok dikkatli bakarsak o müziği bizde de duyarız.

Bazı resimlerinde de sanki savaş anında ki patlamanın sonucunda darmaduman olmuş bir ortamı ve insanları izleriz. Burada renk görünenin arkasındaki gücünü, dinamiği göstermiştir. Etki gücü görünenin üstündedir.  Bazı resimlerinde ağaçlar çiçekleri, bazılarında da çiçekler ağaçları hatırlatır. Onun yerine geçer. Hepsibizimle konuşur, “aradığını buldun mu,” der en büyük soruyu da sanatçısına sorar.

Nihat Kahraman’ın her resmihayatı, olayları dolaylı bir şekilde varla yok arasında anlatır. Bu resimde savaş var mı? Bu resim bahar da piknik mi? Bu resim plajda insanlar mı? Dedirtir.

O resimde anlatılan, piknik yeri midir? O figürlerin üzerini örten renk tabakası neden oradadır.?

Sanatçımızın her resmini ayrı ayrı inceler, yılardır gördüğümüz, yaşadığımız, algıladığımız hayatın izlerini arar bulamayız. O, bizede kendisine de yaşadığı hayatı, varla yok arasında dağılan etrafa sıçrayan, akan renklerle anlatmıştır. Resimlerini ancak kendi felsefesi içinde inceleriz. Resimlerinde ki kuşların canlı mı yoksa, omekâna çizilmiş resim mi diye bakarız.

 

Nihat Kahraman’ının resimleri bir araya gelerek cem yapmıştır, birbirlerine biz ne yapıyoruz aradığımız ne diye sorarlar? Birbirlerine fısıldarlar “Yaratanı, yaratanı” derler.

 

Varla yoku anlatacak başka bir sanatçı var mı bilmiyorum. O resimlerinde, Yunus Emre gibi

Ne yokluğa yerinirem,

Ne varlığa sevinirem,

Bana seni gerek seni, diyerek hep hayatı sorgular ve sorgulatır.

Tüm resimlerin de arayış vardır. O, arayışı her zaman sorgular ve sorgulatır. Arayışta ENEL HAKKIM diyebilmek vardır.

 

1951 yılında Denizli’de doğdu 1972 yılında Ankara Gazi Eğitim EnstitüsüResim -iş bölümünden mezun oldu. 1972 -1976 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı bursuyla Fransa’ya gönderildi. Paris’te EcoleNationeleSuperieoredesBeaux- Arts (ENSBA)da artistik düzeyde sanat eğitimi, duvar resmi, fresk ve mozaikihtisası yaptı. Türkiye’ye döndüğünde de

İki yıl boyunca MEB Kültür Şubesi’nde çalıştı. 1978 -1981 yılları arası Ankara Gazi Eğitim Yüksek Öğretmenokulu Resim -iş Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı.

 

1992- 2014  arasında Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Ana Sanat dalı, Duvar Resmi Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı.

 

1985-2016 yılları arasında Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğünde ve Ankara Opera ve Balesi Müdürlüğünde çeşitli opra, operet, müzikal, konserin dekor, aksesuar, kostüm tasarım ve düzenlemelerini yaptı. 2016 yılında DOB Genel MüdürlüğüBaşdekoratörlüğündenemekli oldu.

Resim sanatı alanında Ankara, İstanbul, İzmir ve Bolu Devlet Resim ve Heykel Müzelerinde, Hacettepe ve Erzurum Atatürk Üniversitesi Müzelerinde Müzelerinde, Ziraat Bankası, Halk Bankası, İş Bankası, Akbank koleksiyonlarında İbn- Sina Hastanesi Koleksiyonlarında eserleri bulunan sanatçı, yurt dışı ve yurt içinde 85 kişisel resim sergisi açtı.200’den fazla karma sevgiye katıldı.

Ankara Batıkent’te duvar resmi uygulamaları( Boyalı evler )de yaptı.

 

Birçok ödüle layık görüldü.

1988 DYO Resim Yarışması – Mansiyon

1987 DYO Resim Yarışması – Mansiyon

1986 TBMM “Milli Egemenlik ve Barış” Jüri özel ödülü

1986 DYO Resim Yarışması – Mansiyon

1986 Avrupa – Asya Sanat Bienali – Resim Ödülü

1984 İnönü Vakfı Resim Yarışması Resim Ödülü

1984 DYO Resim Yarışması – Resim Ödülü

1983 Mersin Festivali Resim Ödülü

1983 Balkan Ülkeleri Resim Yarışması  Romanya Resim Ödülü

1982 DYO Resim Yarışması – Mansiyon

1981 DYO “Atatürk, Kurtuluş Savaşı ve İnkilapları“ Başarı Ödülü

1981 Kültür Bakanlığı ve Emlak Kredi Bankası Masiyon

1981 Vakko “ Yurtta Sulh Cihanda Sulh” Mansiyon

1981 42. Devlet Resim Heykel Sergisi -Resim Ödülü

1977 Yarımca Kütür Festivali Resim Yarışması – Birincilik Ödülü

1969 Aydın Yöresi Orta Dereceli Okullar Arası Resim Yarışması – İkincilik Ödülü

1988 yılından bu yana hiçbir resim yarışmasına katılmamıştır.

 

 

 

 

 

Foto Galeri

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.