
Stokholm Vasa Müzesi
Murat Özsoy
İSVEÇ, TARİHSEL FİYASKODAN PARA KAZANIYOR
İlginçtir, sayesinde, İsveç’in en fazla para kazandığı turistik eser, bir tarihsel fiyasko ile ilgili. Bu fiyasko, hiçbir savaşa katılamadan, daha ilk yolculuğunda 1628’de Baltık’ın kumlarıyla kucaklaşan Vasa adlı bir savaş gemisi... 64 topa sahip olan Vasa, günümüzde sadece İsveç’in değil tüm İskandinavya’nın en görülmeye değer tarihi eserlerinden biri sayılıyor.
Oysa Kral Gustav Adolf’un ne büyük hayalleri vardır bu gemiyi yaptırırken. Tarihi boyunca, dönem dönem Baltık kıyılarını ve hatta Almanya’nın kuzeylerini dahi ele geçirmiş olan İsveç, bu gemi sayesinde bölgenin hâkimi olacaktır.
Ancak, evdeki hesap çarşıya uymaz. Yelkenler açılır, Vasa ilk yolculuğunda nazlı nazlı süzülmeye başlar. Tam bu sırada, menfur bir rüzgâr hafif hafif esmeye başlar. “Minicik bir rüzgâr dev savaş gemisine ne yapabilir ki?” diye düşünebilirsiniz elbette ama hesapları yanlış yapıldığından, yanlış hesap da Baltık’tan döneceğinden, koca savaş gemisi hafif bir rüzgârla, sol yanına doğru yatmaya başlar ve on beş dakika içinde, elli denizciyle birlikte suların derinliklerinde kaybolur.
1628’den bu yana tam 333 yıl Baltık Denizi’nin dibinde aslanlar gibi yatan Vasa gemisi, çıkarıldıktan sonra eşsiz bir müze haline getirildi. İsveç tarihsel fiyaskoyu muazzam bir ticari başarıya dönüştürmeyi başardı.
1600’lü yıllardan kalma tek savaş gemisi olan Vasa’da, kaza sırasında yaşamını yitiren bir denizcinin iskeletine varıncaya dek pek çok şey olduğu gibi korunmuş. Vasa’nın içinden çıkanlar arasında, “dünyanın en eski romu”nun bulunduğu şişe analiz edilmiş ve şişenin içinde yüzde 33 oranında alkol bulunduğu saptanmış.
İsveç halkı, Vasa’nın tam 333 yıl boyunca parçalanmadan, olduğu gibi korunmasında büyük emeği geçen, Baltık Denizi’nin elverişli asit oranına ve gemiyi sarıp sarmalayan çamur tabakasına ne kadar teşekkür etse yeridir doğrusu. Demek ki, çamur deyip geçmemek lazımmış. Belki de, bundan böyle, “ne çamur adam!” gibi olumsuz kullanımları rafa kaldırıp, “çamur yap, denize at, balık bilmezse Vasa bilir” gibi çamurun tarihsel değerini vurgulayan deyimlere ağırlık vermekte yarar olabilir. Tek bir kahvenin kırk yıl hatırı olduğuna göre, 333 yıllık “çamursal koruma”nın hatırı kim bilir ne olmalıdır…
İsveç’in en büyük savaş gemisi acaba neden böyle kolayca batıvermiş? Nedeni, denge hesaplarında yapılan basit bir hata. İki katlı güverteye dizilmiş ağır toplar yüzünden gemi, üstü ağır, altı hafif bir durum arz eder ve Vasa, bu dengesizlik sonucu on beş dakika içinde sulara gömülür.
Baltık’ın dibinden çıkarıldığı 1961 yılından bu yana, ahşap malzemenin korunması için gemiye düzenli olarak polietilen glikol püskürtülüyor. Geminin inşası iki buçuk yıl sürmüş ama çürümesinin engellenmesi için, inşa süresinin on katı süre gerekmiş. Sözün özü, “tarihsel fiyasko” günümüzde İsveç’in en paha biçilmez hazinelerinden biri haline gelmiş ve Vasa İskandinavya’nın en çok ziyaret edilen müzesi olmuş.
1990’dan bu yana Vasa’nın ziyaretçi sayısı 25 milyonu aşmış. İlginçtir, bu rakam beş Kuzey ülkesinin, Finlandiya, İsveç, Norveç, Danimarka ve İzlanda’nın toplam nüfusuna yaklaşmaktadır.
Yorum
Stokholm Vasa Müzesi
Hiç bilmediğimiz bir konuda verilen bilginin değerli oluşunun yanısıra, bazı ülkelerde tarihe verilen önemi okumak insanı düşündürüyor.
Yazarı bütün bu açılardan kutluyoruz.
👍
Çok ilginç
Varsa Gemi Müze
İnsanlar meraklı,
İsveçliler de öyle olmalı.
Daha ilk seferinde limandan ayrılır ayrılmaz batan bir gemiyi bu kadar insanın ziyaret etmesi de ilginç.
Yeni yorum ekle