Çok Yönlü Bir Kişiliğin Edebiyat/Sanat Düşünceleri

Deneme

 

 

Çok Yönlü Bir Kişiliğin Edebiyat/Sanat Düşünceleri

 

İhsan Kurt

 

 

Abidin, gerçeküstücüler gibi, insanoğlu tarihinde, yazar, şair, ressam, mimar, müzikçi, sinemacı, tiyatrocu ayrımının silineceği bir günün geleceğine; bir insanın yetenekleri doğrultusunda birçok işi birden severek yapacağına, o mutlu yeniden doğuş mitosuna inanırdı.

Ferit Edgü

 

Abidin Dino (23 Mart 1913 – 7 Aralık 1993), daha çok ressam kimliğiyle tanınsa da, Türk sanat ve edebiyat dünyasının çok yönlü bir temsilcisidir. Sanat ve edebiyatın insanlık üzerindeki etkisini geniş bir perspektiften değerlendiren Dino, bu alanlarda derin düşüncelere sahiptir. Özellikle edebiyat, sanat, şair ve şiir konusundaki fikirleri, Toplu Yazılar (1938-1994)* adlı eserinde yer alan çeşitli yazılarından derlenebilir. Ancak, Dino’nun bu konulara dair düşünceleri çoğunlukla farklı metinlere dağılmış durumdadır. Onun yazılarından edindiğim notları değerlendirerek, bu fikirlerin bir araya getirilip daha sistematik bir şekilde ele alınabileceğini düşündüm. Dino’nun görüşlerini anlamaya yönelik bu çaba, hem onun çok katmanlı düşünce dünyasına hem de sanatın evrensel boyutlarına ışık tutabilir.

 

Edebiyat, Abidin Dino’ya göre, yalnızca bireysel bir anlatı alanı değil, aynı zamanda bir toplumun ruhunu ve tarihini yansıtan bir aynadır. Dino, yazılarında edebiyatı zamanın tanığı ve toplumun nabzını tutan bir alan olarak işaret etmiştir. Edebiyatın yalnızca bir estetik etkinlik değil, aynı zamanda toplumsal bilinç ve adaletin bir taşıyıcısı olması gerektiğini savunur. Aynı zamanda “slogan edebiyatı” karşıtı ama “inkılap edebiyatı” taraftarıdır. Bu nedenle, toplumcu gerçekçilik onun edebiyat anlayışında önemli bir yer tutar. Özellikle halkın sorunlarını dile getiren bir edebiyat anlayışını savunur. Toplumsal sorunları görmezden gelen edebiyat anlayışlarını önemsemez. Çünkü O köyden kente, işçiden entelektüele kadar herkesin hikâyesinin bir şekilde edebiyatta yer bulması gerektiğini düşünür.

 

Dino’nun bakış açısına göre, bir yazar sadece bireysel duygularını ifade etmekle kalmamalıdır; aynı zamanda toplumun dertlerini ve ihtiyaçlarını da dile getirmelidir. Çünkü yazı, toplumsal bir hizmettir. Bu nedenle, bir edebiyatçı, “hem dönemin ruhunu yakalayan bir tarihçi hem de toplumu değiştirme gücüne sahip bir devrimci” gibi hareket etmelidir.

 

Sanat, Dino için yaşamın bir uzantısıdır. Ona göre sanat, yalnızca güzellik yaratma amacı taşımaz; aynı zamanda bireylerin ve toplumların kendilerini ifade ettiği, çatışmalarını dile getirdiği ve hatta dünyayı değiştirdiği bir alandır. Bu açıdan, sanatın ideolojik bir boyutu olduğunu savunur.

 

Sanatın, halkın içinde ve onun gerçeklerine duyarlı bir şekilde şekillenmesi gerektiğine inanır. Özellikle modernleşen toplumlarda, sanatın seçkin bir yapıya bürünmesine karşı çıkar. Sanatın topluma dönük bir yüzü olmalıdır; halkın sevinçleri, kederleri ve mücadeleleri sanatın temel temaları arasında yer almalıdır.

 

Dino'nun sanata olan yaklaşımı disiplinler arasıdır. Onunresim, yazı, sinema ve tiyatro gibi birçok alanda üretim yapması, sanatın farklı disiplinler arasında sınır tanımayan bir alan olduğunu gösterir. Bu çok yönlü yaklaşımı, sanatın bireylerin iç dünyasını yansıtan, toplumu dönüştüren ve insanlık tarihine katkı sunan bir araç olduğu fikrini güçlendirir.

 

Şiir, Dino'nun gözünde, hayatın özü ve insanın duygu dünyasının en güçlü ifadesidir. Şairleri toplumun vicdanı ve duygusal hafızası olarak nitelendirir. Bu anlayışından da onun “şair kişiliği” hakkındaki beklentisi ortaya çıkar. Şairi ve şiiri önemseyen Dino şiirin bir gücünün olduğuna inanır ve bu gücün, şiirin insan ruhunun derinliklerine inebilmesinde ve karmaşık duyguları basit ama etkili bir dille anlatabilmesinde yattığına inanır. Ayrıca, şiiri bir "yaşam sanatı" olarak tanımlar. Şairin yalnızca bireysel duygularını dile getiren bir romantik olmadığını veya olmaması gerektiğini, aynı zamanda toplumun dertlerini, arzularını ve hayallerini ifade eden bir lider olduğunu düşünür. Ona göre bir şair, yalnızca estetik güzelliği yaratmaktan ziyade, dünyayı değiştirme kapasitesine de sahiptir. Dino, şaire böyle büyük bir sorumluluk yükler.

 

Dino’nun özellikle halk şiirine olan ilgisi, onun toplumsal şiire duyduğu saygının bir ifadesi olarak değerlendirilebilir. O,şiirin yalnızca entelektüel bir alan olarak değil, halkın her kesimine hitap eden bir anlatım biçimi olması gerektiğini savunur. Bu nedenle Karacaoğlan, Nazım Hikmet ve Tevfik Fikret gibi isimleri yazılarında anmayı unutmaz.

 

Abidin Dino, şiiri bir "yaşam sanatı" olarak tanımlar. Şairlerin kelimelerle bir dünya kurduklarını, bu dünyayı inşa ederken bireyin duygusal ve düşünsel derinliklerine indiklerini belirtir. Şiir, onun gözünde, yalnızca duyguların değil, aynı zamanda fikirlerin de aktarılabileceği bir alandır.

 

Abidin Dino’ya göre şairler, yalnızca bireysel bir yaratıcı değil, aynı zamanda toplumu dönüştüren birer rehberdir. Şairin görevi, sadece güzel sözler söylemek değildir; o aynı zamanda toplumsal gerçekleri ifade eden ve gerektiğinde halk adına haykıran bir kişidir. Toplum adına, toplumun sorunları adına o da “şairlerin haykırmasını” hatırlatır.

 

Dino, şairleri aynı zamanda toplumun vicdanı ve duygusal hafızası olarak görür. Bundan dolayı onların, bir toplumun geleceğine dair sorumluluk taşıyan, insanlık adına konuşan kişiler olarak hareket etmesi gerektiği düşüncesindedir. Bu bağlamda, Nazım Hikmet gibi şairlerin yalnızca eserleriyle değil, yaşam tarzlarıyla da örnek teşkil ettiğini belirtir.

 

Dino, “Toplu Yazılarda” sanat ve kültürün, toplumların gelişiminde oynadığı rolü derinlemesine analiz eder. Ona göre kültür, bir milletin ruhunu ve kimliğini yansıtır. Ancak bu kültür, yalnızca seçkin bir zümrenin yarattığı bir olgu değildir. Dino, halk sanatına ve halk kültürüne büyük bir değer verdiğini yazılarında sıklıkla dile getirir. Çünkühalkın gelenekleri, şarkıları, dansları ve hikâyeleri, onun için birer kültürel hazine niteliğindedir.

 

Sanatı seçkin bir uğraş olarak gören anlayışa karşı çıkarak, halkla birleşen bir sanat anlayışını savunur. Ona göre, sanat ancak halkla bütünleştiğinde gerçek anlamına ulaşır. Bu nedenle, sanatçının hem halktan öğrenmesi hem de halkı öğretmesi gerektiğine inanır.

 

Dino, sanatçının yerel köklerine bağlı kalırken, evrensel bir perspektif geliştirmesi gerektiğini savunusuyla, okura bir ayağı sabit olan pergel örneğini hatırlatır.Öyle ki ona göre sanat, bir yandan bireyin, toplumun kültürel ve tarihsel özelliklerini yansıtmalı, diğer taraftan tüm insanlığa hitap eden bir anlam taşımalıdır. Dino’nun bu yaklaşımı, onun sanat eserlerinin evrensel bir dil yakalaması gerektiğini hatırlatır. Bu şekilde o, yerel halk hikayelerinden ve geleneklerden beslenirken, aynı zamanda küresel sanat akımlarına açık olmayı önerir. Yazıları dikkatlice okunduğunda anlaşılıyor ki Dino’nun evrensellik ve yerellik dengesi, sanat anlayışının temel taşlarından biridir.

 

Dino, sanatın tek bir disipline hapsedilmesine karşı çıkar. Ona göre bir sanatçı, birden fazla alanda üretim yaparak yaratıcılığını zenginleştirmelidir. Dino sanat ve edebiyat konusundaki savunularını aynı zamanda hayatına geçiren, hayatında uygulayan biridir. Nitekimkendisi, yazarlık, ressamlık, sinema, tiyatro ve karikatür gibi farklı alanlarda eserler üreterek bu yaklaşımını pratiğe dökmüştür. Bu anlayışının sonunda sanatın farklı disiplinleri arasında bir sentez yaratarak, bireyin ve toplumun ihtiyaçlarına daha kapsamlı cevaplar verilebileceğini savunmuştur. Dino'nun sanat yaşamı, bu çok boyutlu sanat anlayışının somut bir örneğidir.

 

Sonuç olarak, Abidin Dino’nun "edebiyat, sanat, şair ve şiir" konularındaki düşünceleri, sanatı bir yaşam biçimi olarak gören derin bir anlayışı yansıtır. Ona göre, sanat ve edebiyat yalnızca bireysel bir ifade aracı değil, toplumu değiştiren ve insanlığın geleceğini şekillendiren güçlü bir araçtır. Dino, yazılarında düşüncelerini açıklarken, sanatın ve edebiyatın yalnızca bireysel bir ifade değil, aynı zamanda toplumsal bir görev olduğu fikrini merkeze alır. Şairlerin ve sanatçıların, toplumun ilerlemesinde oynadığı role dair inancı, onun eserlerinde ve yazılarında sürekli olarak yer bulur. Dino’nun bu kapsamlı vizyonu, çağdaş Türk edebiyatı ve sanatına derin bir ilham kaynağı olmuştur. O, eserleriyle yalnızca bir sanatçı değil, aynı zamanda toplumun daha iyi bir geleceğe ulaşması için mücadele eden, “çok yönlülüğü” gerçek anlamda hak eden bir düşünürdür.

_________________

* Abidin Dino. Toplu Yazılar 1938-1994.Derleyen ve Yayına Hazırlayan: Turgut Çeviker. 3.Basım. Everest Y. 2018.

 

 

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.